18 Eylül 2019

DMT: The Spirit Molecule


anlatılanların pek bir mantığı yok. adamlar beynin kimyası ile oynayıp, başka dünyaya kapı açtıklarını söylüyorlar. epifiz bezini pohpohluyormuş, üçüncü gözmüş, şuymuş buymuş. dmt denen bir zımbırtı varmış. tamam bunu yeni duydum sayılır ama çok da mühim gelmedi. sanki böyle bir tarikat gibi, hepsi sonraki evrim için bunu yapmalıyız. binlerce yıldır insanlar bunu yapıyordu, sonra yasakladılar, niye böyle yaptılar diye ağlıyorlar. ayahuasca mıdır nedir, o bitki ile ilgili deneyim meselesini izlemiştim sanki. şu sarışın komedyen salak karının belgeseliydi. hepsi aynı işte. yeni model uyuşturucu denemek için yapmıştı. tamam bağımlılık yapmıyor olabilir ama gerçeklik için bunlardan medet ummak bana saçma geliyor. o yüzden üçüncü gözüm kapanmış olabilir. kusuruma bakmasınlar, beğenmedim.

--- spoiler ---

.konuşan tipler hiç tatmin edici değildi. son kısımda biraz sorgular gibi yaptılar ama çok da bir şey sorgulamıyorlar. modern dünyada spirütellerden kaçtık, ruhu unuttuk, hadi geri dönelim geyiği çeviriyorlar. toplum verimli olsun diye böyle şeyleri yasakladılar diyorlar. ulan dmt aldıktan sonra neyine fayda etmiş?

.adamlar sıradan salak, beynine kimyasal etki yapıyor, sonra gördüklerini başka bir boyut, gerçekliğin ötesi ve ruh olarak kabul ediyor. bir de tarihte böyleymiş de bu gizemli, antik bilgiymiş. ne alaka abi? dinin ortaya çıkışı ya da dini kavramları destekleyen bir kimyasalın olması hepsinin yalan olduğunu gösterir. adamlar nasılsa hepsi gerçek diye bu şekilde düşünüyorlar.

.her canlının özünde olan bir kimyasal diyorlar. bazı bitkilerde daha fazla herhalde. kargı kamışında falan da varmış. ayahuasca denen bitkide de var. insanın vücudunda da kısmen mevcutmuş. kısmen mevcut olması ile yüksek dozun arasında dağlar kadar fark var. yüksek doz su içersen de kafa gidebilir. vücut çökebilir.

.beyinde üçüncü göz muhabbetinin tarhisel geyiği şöyle dursun. dmt denen bunu harekete geçirip benzer deneyimler yaşatıyormuş. zamansızlık, yücelik fikirleri, evrenle bütünleşmeler, fraktal örüntüler... böyle uzayıp gidiyor. yani tüm bunların ortaya koyduğu şey esasında belgeselde de çok kısa bir cümle ile geçti, hepsi beynin ürünü olduğu gerçeğini anlatmış oluyorlar. keşke bunu böyle anlatsalardı da başka boyuta geçeceğiz, uzaylılara göreceğiz, alternatif evrenlere gideceğiz şeklinde saçmalamasalardı. o zaman güzel bir belgesel olabilirdi. 

.adamlar ciddi ciddi, bu şekilde evrim geçirip varlıklarını devam ettirebileceğini düşünüyorlar. dünyayı mahvettik, kendimizi mahvettik, sonraki düzeyde hayatta kalmak için bedenden sıyrılmak lazım diyor ama tutuyor bedenin bir parçası olan epifiz bezini pohpohlayarak, diğer tarafa geçtiğini düşünüyor. tam bir salak işi, kimse de abi biz ne yapıyoruz dememiş. 

--- spoiler ---