2 Mart 2019

The Nightmare


korkutan belgesel türü de komik geldi bana. netflix'ten yemek arkasına dublajlı aramalarda bu çıktı. öyle izlemiş bulunduk. normalde filme saygım olsa zaten dublajlı izlemem ama bir taraftan alışınca da okumadan izlemek büyük kolaylıkmış lan demeden edemiyorum. karabasan hakkında bir belgesel yapalım demişler ama belgesel demeye şahit lazım. korku filmi desen, tam olarak değil. zaten kamera arkası gibi görüntüler var. arada sanatsal çekmeye çalışmışlar, oraları beğendim ama ne bileyim biraz ondan biraz bundan, bir sürü insan, bir sürü hikaye falan derken pek olmadı. hele biz medyum memiş görmüş adamız, öyle cin benimle cin'sel ilişkiye girdi muhabbetlerini görünce gülesimiz geliyor.

--- spoiler ---

.tabii diğer taraftan ciddi bir hadise. yerel bir hadise değil, tüm dünyada oluyor. bilimsel açıklama da yapıyorlar ama beğenmiyorlar. adamlar güya arkasında bir güç aramış ama tam da aramak istememiş. uzaylı kaçırması, cinler, şeytanlar, artık ne ararsan olabilir ama beynin oynadığı bir oyun olamaz.

.bir sürü karabasan hikayesinde ne çarpıcı olanı, kırmızı gözlü uzun adam gördüğü vakit, yanında uyuyan arkadaşı da kırmızı gözlü kedinin ona doğru baktığını görmesiydi. belki beyin dalgaları birbirini etkiliyor, benzer karabasanlar görmelerine sebep oluyor. bunları falan hiç gündeme geçirmeden gittiler.

.böyle çorba yapacaklarına, daha ciddi olan bir tanesi üzerine araştırma yapsalar çok daha iyi olacaktı.

.sekiz kişi hikayelerini anlatıyor. çocukluktan beri musallat olan tipler var, artık gözler tipler kaymış. adamların hayatları da zor. doğru düzgün uyuyamıyorlar. en azından anlattıklarına göre sürekli bir şekilde karabasan derdine karılmışlar. hayat şekillerini değiştir muhabbetlerine de doymuşlar. doktorlar sebebini bilmiyor olabilir ama bu başka varlıklar anlamına gelir mi?

.sanki öyleymiş gibi, sanki aynı kişilermiş gibi tipler devamlı anlatıyor. dalgıçlık yapan tip de zaten stresten yerinde oturamıyor gibiydi. hepsinde bir huzursuzluk hali vardı. belki işin aslı buydu. huzursuzluk sendromu diyebiliriz buna.

.çocukken devamlı dayak yiyen bir kadın vardı mesela, inançlıymış ama dualar işe yaramıyormuş. bir böyle diyorlar. bir de artık karabasan hikayelerini youtbe'a koyan asyalı tip vardı. ilk inançsızmış, sonra isa'nın adıyla git demiş ve gitmiş. ondan dolayı isa'nın kudreti olarak kabul edip hristiyan olmuş, yetmemiş hristiyan koca bulmuş. yahu ben bunlara gülerim.

.diğer taraftan şeytan çıkarma filmleri o kadar etkili olmuş ki artık isa'nın adıyla git deyince işe yarayabiliyor. bu da sinemanın gücü arkadaş. nasıl bir dünyaya geçtik böyle insan hayret ediyor.

.arada röportajları yapan tipi de görüyoruz. arada siyah adamlar, şapkalı adamlar ya da uzaylı adamlar kostümlerini giyenleri de görüyoruz.

.tüm dünyanın benzer tipte yaratıklar görmesi bir taraftan çok ilginç ama diğer taraftan beynin sınırlı yapısına da işaret ediyor olabilir. sonuçta ortalama aynı beyin, aynı korku ürünlerini üretiyor. bunlara bakıp bir varlık var demek ne kadar doğru? arada bir psikolog konuşturdular sanırım ama o kadar emin olmadığım için ne kadar başarısız olduğunu da söyleyebilirim. en azından bu ihtimalleri iki saniye de olsa dile getirdiler.

--- spoiler ---