14 Nisan 2019

Ekşi Elmalar


yemek yerken izlenenler diye ayrı bir kategori mi açsam bilemedim. bu filmi de 10-20 dakikalık parçalarla izlemiş bulunduk. ilkin ne güzel tatlı bir film gibi başladı, gülümsetti falan ama sonunun dramını fazla kaçırmışlar. ne gerek varmış ki? normal yaşlanabilirlermiş. çeşni mi olsun demişler? yoksa biyografi falan diyor. kimin biyografisi? onu da hiç anlamadım. tatlı başlıyor, ekşi bitiyor. komiklikleri vizontele falan gibi çok değil. başlarda az biraz işte. yılmaz erdoğan'ı izlediğim diğer filmlerine göre daha iyice buldum. belki rolünü bulmuştur. reis rolünde izledik kendisini. giriş müziği pek güzeldi. müziklerin hepsi iyidi aslında. hepsini koymuşlar nete ama tam seçemedim. sanırım girişteki müzik beklenen 1 olan şarkıydı.

--- spoiler ---

.üç tane kız kardeş, bir tane belediye reisi baba ve elma ağaçları şeklinde özetlenebilir. hangi köydür nedir bilemiyorum. kürt köyü gibi ama türk görenekleri var. en azından kabaca öyle görünüyor. belki hepsi birbirine karışmış. o açıdan enterasan tabii.

.fonlar yapay kalmış, yayla fonları, ekşi elma ağacı fonu falan bunları yedirememişler. gören de uzay filmi çekiyor zanneder. niye yapamamışlar ki acaba? güzel bir manzara yakalamak istemişler ama beter etmişler.

.ilkin oğlanlar kızlar arası komedi gibi ilerliyor. esas oğlanın saçları güzel kokmaktadır. nedir bu diyor, şampuan diyor. sonra şampuan hediye olarak geliyor. saça sürülür diyorlar. babası yakalayınca o da sürüyor saça, dışarda köpürüyor. en komik anı buydu herhalde. sıçana döndük yıkayalım saçları deyince de etkisini gösteriyor. petrol ürünü olduğundan güzel köpürüyor hocam.

.gel zaman git zaman yaylaya çıkıyorlar. esas oğlan esas kıza kitap okumayı falan öğretiyor. durumlar böyle oluyor. bir de ziraatçi bir arkadaş var, o da ortanca kıza talip oluyor. bir cesaret konuşuyor ama reis kızı vermiyor. diğerlerini de vermez diye gelin kaçalım diyorlar. bilet alıyorlar ama kimse gelmiyor. bunlar tek başına ayrılıyorlar.

.bu süre içinde ilk kızın taliplisi, kendisine oy vermemiş ailenin oğlanı eleman araya tanıdık sokuyor. evleniyor gidiyor. bunun sülaleden başka bir tombişe de ortancayı kitliyorlar. geriye küçük kız kalıyor. annesine diyor, kuma getireyim mi sana? muhabbetler böyle midir hakkaten. neyse ki rızasıyla takılıyor. evi çevirmek için iş gücü gerekiyormuş. küçük kız da ben nasıl olsa evlenmeyeceğim kumayı kabul etme diyor.

.hepsi yaşlanıyor. ortanca gerdek gecesi antalya sözü aldıydı ya, onlar antalyaya gidiyor, arkasından aşiretçe hepsi antalyaya göçüyor. reise antalya havası yaramıyor. bunamaya başlıyor. karısı da nefes darlığı çekiyor. akciğerlerde ne olduysa? ocak başına bağlıyorlar ama anlaşılmıyor. kadın şak diye ölüyor. şakkadanak gömülüyor.

.tüm bu hikayeyi kız, bunak babasına anlatıyormuş. bir de en son sanki hepsi hikaye gibi de bir enstantene yaptılar. ne bileyim son aşık buluşması da o kadar sevindirmedi. hüzünlü bir hikaye, hayat geçmiş, bu salaklar sevdikleri halde buluşamamış. oğlan devrime katılmış. arada darbe neyin olmuş. o kısımda babam ve oğlum başlangıcı var sanırım, daha ötesine geçemedim.

.en son reis bunak şekilde belediye binasına gidip ortalığı karıştırmasa, ziraatçi elemanı görmeyecekler, oradan da saçı güzel kokan ile bulaşamayacaklar mıydı? yoksa eleman kızdan zaten vazgeçmemiş miydi? orasını anlayamadık. artık o bir jöleli olmuş, saçlar ağarmış. artık mutlu olsunlar, zahmet olmazsa.

--- spoiler ---