--- spoiler ---
.hayatta kalma üzerine bölüm yapmak istemişler ama ölüm güzellemesi olmuş. güzellemelerini de pek sevdim. görüntüler olsun, müzikler olsun bir harikaydı. adamlar uçmuş iyice, nerdeyse yeni bir din inşaa etmiş. uzaktan bakıldığında hoş bir dinleri var ama hayat böyle mi? baktığın ölçeğe göre değişiyor aslında.
.ölümün döngüselliği üzerine nağmeler düzmüşler. 5 ay uzayda kalmış abimizin bölümüymüş bu. kendisi uzayda bir yangın söndürmüş, orada ilkin ölümü kabullenmiş sonra feryat etmiş. dumanlar arasında yangını söndürmüş. güzel anlatıyordu aslında ama işte eksiklik hissiyatı var.
.üremeyi çok önemli bir yere koymuşlar, babasından almış ve çocuklarına vermiş. hayatta yapılması gerekenleri yapmış, tatmin olmuş ve artık ölümü dert etmem diyor. laf olsun diye konuşuyor gibi bir yerde çünkü bir hastalık olsa debelenip duracak, adım gibi eminim bu böyle.
.budist abilerimize gidiyoruz, onlar da çok tatlılar. kumdan şekiller inşaa ediyorlar, çok da güzel yapıyorlar. inanılmaz emek sarf ediyorlar ama birden silip toparlıyorlar. geçicilik iyidir diyorlar, topraktan, tanecikten geldik taneciğe döneceğiz diyorlar ama bir taraftan bu mesajın kendisini iletmek ölümsüzlüğe öykünmek oluyor. ölümsüzlük fikriyata geçmiş oluyor, hal ve hareketlerle vurgulamak istediğin şeyi mesaja yüklediğinde bunu taşımıyor, hatta çelişiyor. bunlara hiç dikkat etmiyorlar ama düz bakınca hakkaten etkileyici şeyler.
.meksikalı mıydı? o taraflardan manyaklar mumyaladıkları ölülerini çıkartıp resim çektiriyorlar, ağzına sigara veriyorlar. güya hatırlayıp seviyorlar ama bana saygısızlık gibi geldi, tabii gömüp unutmak yerine böylesi mi iyidir bilemiyorum ama tiksinçti.
.somonların öyküsünü duymuştum ama adamlar çok etkileyici çekmiş. tüm dünyaya da yaymışlar. hayatın dünya gezegeni içinde israf edilmediği, sadece dönüştürüldüğünü anlatmışlar. somonlar sadece üreyip ölmeye nehrin tepesine çıkıyorlar. bunlar için özel dans falan ediyorlar. hayatı ve cinselliği ifade ediyorlar. üreyip yok oluyorlar. bayılana kadar dans ediyorlarmış. bunların da kafası güzel ya neyse işte.
.mayıs sinekleri miydi neydi? onlar da akıl almaz iğrençlikte. ağızları ve sindirim sistemleri yokmuş. sudan çıkıp kozaya geçiyorlar, oradan sineğe dönüşüp çiftleşip ölüyorlar. tam 24 saat içinde bunu beceriyorlarmış. o kadar azimliler ki ağız koymamışlar. nasıl bir manyaklıkmış bu? ilk kez duydum burada. pek bilindik bir şeymiş ama yine de etkileyici.
.will smith de işte bahçesini temizledi, ölen babasından bahsetti ve ölümü sevdi. hepsini laf olsun diye söylediler ama yine de hayatın devam etmesi için ölüm şart fikrine geldiler. tabii büyük yok oluşlardan sonra türlerin çoğu yok oldu diyorlar ama yine de çeşitlilik artıyor olmalı ki dediklerinin bir manası olsun.
.hayatın her koşulda sürmesi için eşeyli üreme ve gen havuzundan çeşitli yaratıklar çıkması esas amaçtır diyorlar. dünyada böyle bir durum varmış, iyi güzel ama toplu yok oluşlar bunu sağlıyor mu? belki dinozorlar ölmese memeliler olamayacaktı diye söyleyebilirler. belki dinozorlar fazladandı, kendilerinden fazlasını tüketiyorlardı, çeşitliliği azaltıyorlardı. artık ne dersen uyar gibi ama hoş bir tat bıraktılar, teşekkür ederiz.
--- spoiler ---