13 Kasım 2017

dark matter s03e03:

Welcome to the Revolution

--- spoiler ---

.böyle diziler de pek takip edilmiyor, sonra ne olduğu unutuluyor. öyle yarım yamalak izleniyor. eh işte vakit öldürsün yeterli. diğer taraftan esas karakterleri var işte, az biraz komik, az biraz merak uyandırıcı.

.sonra esas karakterlerini birbir çıkartıyorlar, yerine yenileri geliyor, onlar gidiyor. öyle karman çorman bir hal alıyor. şimdi altı hiç yok yere diziden çıktı gibi oldu. en azından gemiden çıktı.

.üç'ün de sevgilisi tekrar hikayeye geldi, meğer öldüğü sırada beş bunun bilincini bilgisayara aktarmış. ulan böyle bir şeyi nasıl söylemedin? bu kadar zaman geçti, neymiş efendim boşa umut vermek istememiş. yersen artık. hem bunca zaman kontrol etmemiş mi? harici tutuyormuş da indirme metodunu bulamamış da şudur budur. hiç olmadı aslında ya neyse.

.bu üç'ün sevgilisi de strain'in anne karakteri imiş. öyle gereksiz, öyle saçma bir hikaye olacak ki bu anlatamam.

.bölümün konusunda da saçma sappan işler vardı. tabor tabor dedikleri şu stargate atlantis tipiymiş. ilkin fark ettim ama çok da hatırlayamadım. bunların menajeri imiş. bunlara iş buluyor imiş sonra hafıza kaybı maybı derken bu adamı pek görmedik, şimdi bunun asistanı ile uğraştıracaklar. ne gerek varsa artık.

.tam gezegenlerine geliyorlar, bir gemi bunlara nükleer bomba atıyor. raza şak diye kurtarıyor. sonra işçiler ayaklanacakmış da güvenlik görevlileri ile birbirlerini öldürmesinler diye araya giriyorlar ama işçilerden biri pislik bir generali çağırmış, bombalama falan yapmış. altının pazarlığını bozuyor. derken işte altı en son güvenlik görevlilerini öldürdüğünü görünce generali öldürüyor ve olay kapanıyor. kendisi geride kalıyor. bunlara yardım edecek. aman da ne önemli ne.

.dört de diğer tarafta kelle avcılarını toplamış. blink drive'ı istiyor. raza'lıları da öldürün diyor. çok ayıp ediyor.

--- spoiler ---