4 Temmuz 2017

abstract: the art of design e04:

Bjarke Ingels: Architecture 

--- spoiler ---

.her bölüm bir acayip his bırakıyor insanda. şimdi bu eleman 40 yaşında mühim bir noktaya gelmiş, insan kendiyle falan kıyaslıyor ister istemez. sonra bu tipler ruhunu şeytana mı satıyor arkadaş? nasıl bu kadar kısa zamanda bu kadar şey yapabilir bir insan evladı diyor ama işte cevaplar garip.

.adamın yaptığı binaların listesini bilmiyorum, bölümde gösterilenler cidden hayret ettiriyor insanı. kendi çapınca bir mimarı anlayışı mı getirmiş? eskinin kurallarını esnetmiş mi? 

.ilkin sahil kısmında baraka tarzı bir şey yapmış. toprağı şekillendirmektense toprağın şeklini kabul etmiş. ona uygun engebeli bir bina yapmış. üst kısmı eğlence mekanı gibi olmuş, alt kısımda da tekneler meklener koyuluyor. böyle bir görüş işte.

.diğer binalarda her kata bir bahçe, sekiz şeklinde bina (site gibi bir şey), bir müze, stadyum, falan filan işte.

.kendini güzel ifade ediyor, eğlenceli anlatıyor gibi, allah her şeyi birlikte mi vermiş yani bu adama? işte insan burada iyice garip hissediyor. yoksa biz bir yerlerde yanlış mı yapıyoruz? artık kim doğru kim değil, güzel allahım diğer taraftaasdfghjk...

.adam başarılı işte, söylenecek laf yok. anlatımlarını daha uzun tutabilirlerdi. ailesine şuna buna girmektense devrim niteliğindeki fikirleri varsa onları daha iyi açıklayabilirlerdi. ben kısa anlatımlardan pek bir şey anlaamdım.

.anasının kucağındaki köpeğin ismiyle falan girdiler, tamam köpek eyvallah ama ne alaka şimdi konuya? ailesi pek bir şey beklemiyormuş ama coşmuş. çizgi roman çizeri olmak istemiş ama mimar ol sen demişler, gitmiş olmuş.

.normal şartlarda hayallerine ulaşamadığı için ailesini suçlaması gerekirken, hepsiyle barışık başarılı bir adam olmuş. yaptığı işlerde de resmen hayır demiyor, her şeylere evet diyor. evet fazlasıdır diye de sloganı var. ne diyeyim bilmiyorum artık.

--- spoiler ---