2 Ocak 2017

the man in the high castle s02e02:

The Road Less Traveled

--- spoiler ---

.sezona ilgi çekici başlayıp yine aynı numarayı çekiyorlar. sezon sonuna kadar karakterlerin kendi aralarındaki ıkınmalarını sıkınmalarını izletecekler. son filmde tanıyamadığı ama fotoğrafta gördüğü adamın önemi neydi unuttum. kardeşinin babasıymış o da, anasının yasak ilişkisiymiş. bunun ne önemi varmış ki şimdi?

.sevgili ticaret bakanına gidiyor. bana vize ver diyor. adam yardım edemem diyor. desene arkadaş filmler var şunlar bunlar var, bir çıtlatsana adam zaten kitaplarda duyduğu kelimeleri aratıyor. sadece bu bahis geçiyor ve bitiyor. saçmaydı biraz.

.daha da saçmalayamazlar derken japonların elinden kaçıp almanlara sığındı, neymiş efendim joe ile çalışıyormuş. şaka mı lan bu? eleman kabul mü edecek şimdi? baştan beri direnişte olduğu belli. direnişin bunu öldürmeye çalıştığından mı dem vuracak? yoksa yüksek şatodaki adamdan mı bahsedecek. peki bu neyi değiştirecek?

.japonlar atom bombasını hazırlıyor, sivil otobüslerde taşıma yapıyor. ticaret bakanı konudan rahatsız ama olayları durduracak güçte değil. şehre atom bombası atılacak, anası babası bile inanmıyor. böyle salak saçma bir olaylar yumağı ile geçiyor.

.sezon sonunda olayları mı geri alacaklar? yeni film mi çıkacak? nasıl engelleyecekler? yüksek şatodaki adamın hikayesine niye girmiyorlar. dizideki tek ilgi çekici şey bu. bunun yerine dönemi izletiyorlar. 

.bir de frank olayı var, mide bulandırıcı mallıkta gidiyor. adam yakuza ile anlaşma yapıp arkadaşının hayatını kurtardı, çok iyi yaptı. şimdi mafyanın elinde ikisi de sürünecek. ne olacaktı peki? para kazanamlarını sağladıkları sürece peşlerinde olmayacaklar belki ama tutsak gibi bir şey oldular artık.

.bir de frank'e not bırakıyor, şehirden git. seni seviyorum falan diyor. şaka üstü şaka. joe da kadınından ayrılıyor, çocuğunu geride bırakıyor. bu iki salak romantik anlar yaşasın diye diziyi bu şekle sokuyorlar. bir tek genaral sağlam adam.

--- spoiler ---