bir şeyler yapmak istemişler ama becerememişler. ilgi çekici başlıyor, saçmalayarak gelişiyor, bitişe doğru ülen düzeltecekler mi yoksa diyorsun ama sonunda sıçıyorlar. kötü yapmışlar, hele hele eklemeye çalıştıkları aşk hikayesi inanılmaz salakça olmuş, ha alternatif olarak mutlu sonlu aşk hikayesine çevirseler tam malca bir film olurdu. en azından bir iki mesaj vermek istemişler diyelim, onun hatrına eh işte diyelim. dramı dram değil, olayları olay değil. kafalarından bir insan dondurma olayı üretmişler, onun etrafında yaşamı sorgulayalım, aşk meşk edelim demişler ama yapamamışlar. kimse de abi bu böyle olmadı ya sorgulayalım ya normal film yapalım dememiş, iki arada derede bir şeye benzememiş. gelecek teknolojileri falan fena sayılmaz, görüntüler fena sayılmaz, müzikler de eh işte idare ederdi.
--- spoiler ---
.gırtlak kanseri olduğunu öğrenen, anasının üreme organından şak diye çıkan esas elemanımız var, eleman hakkında bir sürü görüntü çekmişler, onları arada rastgele ve uydukça görüntü olarak doldurmuşlar.
.kendileri hayatının en iyi zamanlarında pat diye ölümcül bir hastalığa tutuluyor. kendini dondurmaya karar veriyor. dondurma teknolojisi de bildiğimiz gibi değil. hani normal bedenini donduracaklar, tekrar canlandırıp tedavi edecekler gibi değil.
.adamlar yüzde bilmem kaçını tekrar üretiyorlar, yüzde bilmem kaçına biyonik aletler takıyor. sonra da bebek kordonu gibi bir şeyle devamlı bağlanması gerekiyor. yani o kadar şeyi ürettin, bunu düzeltemedin mi? bir şarj cihazı falan koy olmaz mı?
.adam merkeze bağlı, kendini toparlamaya çalışıyor ama salak salak bunalımlara giriyor. hayatta kalmaktan memnunum diyor ama aksini düşünüyor. sevdiceğini özlemiş ama onun da kobay olmasını istemiyor. böyle salakça bir psikoloji ile kendini öldürüyor ama şak diye geri getiriyorlar, sen kimsin lan ölecek? hem madem ölmek istedin beynini falan kıyma makinasına attırsana arkadaş, salak gibi gidip ilaçla ortalıkta ölünür mü? hiç kafa çalışmıyor.
.güzel laflar kısmını da çevirinin kötü olmasından tam feyz alamadık, aldığımız kadarıyla fena değildi. yaşamın maddenin bir hali olduğunu söylüyor ki aslında bakınca insan hak veriyor. dünyanın her tarafında canlılık varsa, maddenin bir hali olduğunu söyleyebiliriz. zaten söylüyorduk da bunu filmde görmek insanı sevindiriyor. keşke güzel film yapabilselermiş.
.bir de sevdiceğinin yanında intihar sahnesi var, pek dokunalı bu da. kötü filmin iyi sahneleri. sevdiceği de game of thrones'dan robb'un geliniydi. 50 yaşına kadar yaşayıp sonra o da kendini dondurmuş falan da hikayeyi buraya bağlayamadıklarından pek de önemi yok artık. saçma sapan işte.
--- spoiler ---