9 Ağustos 2014

Through the Wormhole s04e04:

How Do Aliens Think?

--- spoiler ---

.en enteresan bölümlerinden biriydi bence. dil üzerine edilen laflar çok enteresan geldi. tamam arada uzaylılar şöyle düşünür böyle konuşur, beyinleri şöyle çalışır demeleri saçma oluyordu ama adamlar kıyas ediyor işte. eldeki bilgiler ışığında yapılacak en doğru şey, hafif abartsalar da yapacak bir şey yok.

.kelimelerin kültür evrimi içersinde şekillendiğini bulmuş abinin teki. kulaktan kulağa oyunu gibidir diyor. herkes algıladığını aktardığın için genel bir kabul haline gelmiş. bir anlamda ortak beyin gibi bir şey demek aslında. tekil olarak abimizin ürettiği kelimeleri insanlar öğrenemiyormuş ancak akıllarında kalanı yazdırdıkları ve bu yazılanları diğer deneklere aktardıkları ölçüde belli bir aşamadan sonra kelimeler öğreniliyormuş. biraz kesin olmayan bir deney gibi ama şu haliyle bile çok enteresan geldi bana.

.bitkilerin düşünmesi meselesi de enteresan idi. tırtık için arı çağırmaları ya da benzer enteresan işler yaptıklarını uzaktan duyduydum ama bir anlamda dünyaya hükmeden yapılar olması yüzünden dikkate değerler. tabi buradan uzaylı bitkiler kendilerinin farkındaysa demek pek olmadı tabi.

.karıncalarla kafayı bozmuş abimizin olayı da iyi idi. aynı zamanda primat beyninin modellemesini yapmaya çalışan elemanla ortaklaşa işbirliği yapmaları ve karıncaların tek tek nöron gibi hareket ettiklerini söylemeleri de ilginç idi. tekil olarak 100bin nöronları varmış ama toplamda daha büyük işler yapabiliyorlarmış. çiftçilik yapan karınca meselesi vardı bir başka belgeselde. oradan yola çıkarak kafalarının toplamda iyi çalıştıklarını söyleyebiliriz. 

.tek başına karıncanın bir anlamı yok ama birleştiklerinde yuva seçme meselesini örnek verdiler. bir tanesi yuva bulup diğerine iletiyor ve yeteri çoğunluktan sonra yuvaya toparlıyorlar hepsini. tekil iletişimler grup halinde başka bir şeye dönüşüyor. garip tabi.

.ahtapotların zeki olduğunu iddia ettiler, bir ara kura çekiyordu bir tanesi. bu ahtapot suya gidiş işaretini tanıyıp ona yol alabiliyormuş. farelere uyguladıkları deneylerden biriymiş bu da ve bunu yapabildiğini söylediler. omurgası yok ama nöronları kollarına falan dağılmış durumda imiş. yine kollektif nöron meselesi ile düşünce gücüne geliyoruz. tabi buradan da uzaylılara geçtiler yine.

.aslında bölüm ismini yanlış yapmışlar biraz, uzaylı kafasından çok dünya üzerindeki farklı bilinç düzeyleri ve düşünme şekilleri deselermiş daha iyimiş. tabi insan odaklı kısımları hayli enteresan idi. duyguların düşünceye yön verdiğini ispat eden bir test yapmış ablamızın teki. bilim ablası maşallah, neyse biri ifadeli diğeri karışık yanıp sönen iki resmi ayrı ayrı gözlere gösteriyor. yanıp sönene odaklansa da diğer duygu ifadesi olan resmi bilinçaltına atıp anlamsız yanıp sönen resme bir anlam veriyormuş. insan aklı işte ne yaparsın?

--- spoiler ---