19 Mayıs 2014

Cosmos: A SpaceTime Odyssey s01e11:

The Immortals

--- spoiler ---

.giriş kısmı pek heyecanlandırdı beni ama sonra olayı biraz sulandırdılar. canlılığın nasıl ortaya çıktığına dair çok belgesel var. bu bölümde buna yönelik olabilirdi ama herhalde bu kadar çok işlenmiş konuyu daha genel açıklayalım istemişler. 

.giriş kısmındaki animasyonlar, gılgamış ve nuh tufanı meselelerin hepsi, ölümsüzlük olayının yazının bulunması ile fikirlerin ölümsüzlüğü gibi bir bakış açısıyla ilgili idi. bununla son kısımdaki ürettiğimiz sinyallerin uzayda yayılması ve bunu algılayacak diğer zeki yaşam formları meselesine bağlayabiliriz.

.ama ilk canlılık meselesi nerden geldi? marstan olabilir diyor bıyıklı abimiz ve marsta robota test örneği sunuyor bıyık altından gülerek. güzel görüntülerdi bunlar. vakti zamanında marsın su dolu bir yerine çarpan göktaşı yüzünden, mastan kopan parça dünyaya gelmiş ve içinde yaşamı getirmiş olabilir.

.dünya üzerinde de oluşmuş olabilir ama dünyanın en başından beri geçirdiği darbeler ve çarpışmalar sonucunda yaşamın sıfırlanmadığı bilgisi bölüm için en enteresan bilgilerden idi benim için... göktaşı darbesinden sonra taşların içinde bakteriler, mikroplar falan filan uzayda hayatta kalıyor. dünya tekrar soğuduğu zaman ise hasbel kader tekrar dünyaya düşüyor ve ilk dünyada başlamış canlılık devam etmek gibi bir şans elde ediyor. fena fikir değil...

.canlılığın galaksi hareketi nedeniyle yayıldığı fikrini fazla abartı buldum. buradan zaten uzaylılara bağladılar ama hani nerdeler diye sormak istiyorum. anladığım kadarıyla güneş sisteminin galaksideki hareketi boyunca yıldızlardan uçuşmuş kaçışmış sevgili göktaşları dünyaya gelmiş olabilir ve canlılık da böylece dünyaya taşınmış olabilir. tabi eğer hem bu şekilde dünyaya gelmiş ise her yerde olabilir, hem de her yere virüs gibi bulaştığı için dünyaya gelmiş olabilir. tabi fazla büyük varsayımlar. ortada uzaylı olmadığına göre de fazla kasmaya gerek yok.

.medeniyetler meselesine geçiş pek de manalı olmadı. yok uzaylıların sinyallerini alamayacak olduğumuz gerçeğinden bizim sinyallerimizin ulaşması ya da işte bir uzaylı var ama medeniyetlerinin süresi nedir falan gibi genel bir bakış ile olası sonları hızlıca sayıp durdu. sevgili kozmos takvimimizi 14 milyar sonrası için ilerletti. dünyanın yok oluşuna dair işler, gelecekte gerçekleşecek patlamalar çatlamalar falan derken, bir de küresel ısınmaya getirdiler konuyu tekrardan onu da pek beğenmedim.

.tamam ortada bir medeniyet kalmazsa pek anlamı kalmıyor bu işlerin, istediği kadar sinyal olsun ya da istediğimiz kadar sinyal üretelim, küresel ısınma ile başımıza bu gelecek diye de uyarıyorlar eyvallah da kendileri yapıyor işte. hiç samimi gelmiyor bu işler bana, bıyıklı abimize buradan höykürmek istiyorum bunu. tripten tribe gireceğine amerikanın kyoto protolünü imzalamamasından bahsetsin biraz.

--- spoiler ---