--- spoiler ---
.bir kere kedi gerçek mi diye aratmak zorunda kaldım çünkü tüm kedi severlerin şaşıracağı derecede hayvan aşırı uslu ve bir kere bile miyav demedi. hiç miyavlamayan kedi tanıyorum. kendisi annesinin tek çocuğu ve oradan oraya taşırken muhtemelen ses tellerini zedelemiş hayvanın, hayvan ağzını açıyor miyav diyor ama sesi çıkmıyor. filmdeki kedinin böyle bir durumu da yok. yani sağır kedi de tanıyorum, rahmetli daha yüksek sesle bağırıyordu. bu kedinin özelliği nedir anlamadım. servis kedisi dedi, tamam hayvan eğitimli de abi, suyun altından denizlere, patlamalardan oradan oraya savruluyor, yok yani hayvanın gıkı çıkmıyor, arada çok nadir panikliyor ama sonra dönüp tekrar buluyor. inanılmaz bir şey, mümkünatı yok ama baştan sona kedi nerde diye diye filmin heyecanı ikiye katlandı. o yüzden izlerken iyiydi ve neyse ki başına bir şey gelmedi.
.esas kızın kanser hastası olması meselesi gereksiz olmuş ama onu da son sahne için düşünmüşler. nasıl olsa ölecek, müziği açıp öyle öldü. babasının olayı ve şair olması ayrı bir sıkıntı ama nedense dramatik bol gözyaşlı sahneler bir yerden sonra o hissiyatı verdi yani bunlar iyi seçimler olmuş.
.korkak ingiliz ve beyaz erkek, hukuk okumaya gelmiş ama ölecek bir kızın arkasına saklanıyor, ona ilaç falan bulacak kıvama geliyor ama son durumda kaçmak için hasta kız kendini feda edip bu korkak arkadaşımız kızın hırkasıyla ve kedisiyle son anda uzaylılardan kaçıp denize atlayabiliyor, sahnede hop oturduk hop kalktık ama çok abartıydı.
.esas kız zaten komple abartı, önce hemşiresi ölmeyecek sandık, esas karakter zannederek ama elemanı çabuk harcadılar. pizza yeme sözünün altında babası ile olan anısı varmış. dünyanın sonunda pizza yiyecek mekan arıyorlar ve hafiften şiir yazıyorlar.
.kart numarası ve filmin başındaki kukla numarası da bu tarz filmlerden beklenmeyecek derecede derin ve sanatsaldı, oraları da gayet beğendim. hele kuklacı amcam ve o sahnede çalan müzik harikaydı.
.esas hikayede uzaylı dostlarımızın yumurta ya da yiyeceklerinin tadına bu mükemmel kediciğimiz baktı, o sahneyi anlayamadım. bu uzaylı dostlarımız o kadarcık şeyi yiyerek mi bu kadar enerjik şekilde gökdelenlerin tepelerine çıkıyorlar? mevzuyu hiç açıklamadılar.
.bir kere tamam süper sonikler ama nasıl yüzemiyorler? su olmadan nasıl hayatta kalmışlar? yüzemeyen organik bir canlı olabilir mi?
.kulaklar çok iyi ama burnunun dibindeki adamın kalp atışını duyamıyorlar mı? kedi dostumuz (ki kendisini iki tane kedi oynamış) bunların mekanda yolculuk yapmaya karar verince demirin tepesinde korkak ingiliz elemanının kalbi ağzından çıkacak gibi olmalıydı, nasıl duyamadı anlayamadım. hatta kalp sesini kulaklarında gösterdiler sanki? saçmaydı yani.
.ve koku niye alamıyorlar, hadi karanlıktalardır göz gelişmemiştir ama sadece ses mi olur? koku nasıl olmaz? gayet kokulu organik yaratıklara benziyorlar, o yüzden bu arkadaşların kökenleri yapıları, zayıflıkları falan açıklanması gerekiyordu. bunların uzay gemisiyle değil, bodozlama dalarak gelmesine baktığımızda belki esas bir uzaylı ırkı var bunlar sadece ürettikleri organik silah olabilirler, hikaye arttırıla bilir ama dörtte üçü su ile kaplı gezegene bu tarz ve kolay öldürülebilir uzaylılar göndermek de oldukça saçma. feedback ile beyinleri açığa çıkıyor ve pompalı ile patlatabiliyorsun ama ona rağmen ilk temasta ordunun bunu keşfetmemiş olması kötüydü.
.ordu üstlerinden bildiri yayınlıyor, bunlar deli danalar gibi koşturuyor ama kimsenin aklına sese duyarlı arkadaşlara ses çıkartmak gelmiyor, yüzemediklerini ve ses duyarlı olduklarını zaten anlamışlar ama gelmeden bile önlemler başlamalıydı.
.ikinci filmdeki zenci arkadaş, birini boğazlamış. panikleyen bir adam hepsinin ölümüne sebep olacakken oğlunu kurtarmak için bunu yapmış ve artık kedili dostumuzun da gemiye alınmasını sağlamış. iki gemi kurtuldu diğerleri öldü demişti. yani aslında ikinci film en son nokta, oradaki karakterler öyle kaldı, devamı gelecek gibi ama ne bileyim açıklasalar ve devamı geliştirebilseler güzel olacakken şimdi işte kedi yüzü suyu hürmetine izletti.
--- spoiler ---