25 Ağustos 2024

Dune: Part Two

 

ilk filmi unutalı çok oldu, hatta film izlemeyeli de yıllar geçti. tekrardan merak ettiklerime bakacağım ama filmi bitirmek de kolay değil. üç saate yakın bir film, ilk filmden çok daha iyi. paraya kıymışlar, aksiyonu çok daha fazla. ilk yarısını izledikten sonra yazmaya başladım izledikçe ekleyeceğim.

ilk filmde de çok anladığımı ya da bildiğimi söyleyemeyeceğim şeyler var. mekan isimleri, kraliyet ya da ırklar, ünvanlar ya da isimler büyük kısmını bilemiyorum. belki tekrar edince bir tahmin oluyor ama bu tarz kitaplı ya da teferruatlı işlerde hep böyle yapıyorlar keşke en azından altyazıda daha basit bir not düşseler ya da daha akılda kalıcı yapsalar. madem önemli böyle olmalı.

müziklerde duduk ağırlığı var, daha önce böyle miydi bilemiyorum. görüntüler zaten hep iyi. karakterler süper olaylar böyle ilerliyor. 

--- spoiler ---

.geçen film zaten duello ile bitmişti. çok fena savaşı bu çöl halkına duello teklik edilmişti ve oğlan kaznamıştı. oğlanı mehdi kabul ediyorlar, o sahneler güzeldi. ölen arkadaşı taşıyıp suyunu çıkartıp mahzenlerindeki göle döküyorlar, ölenleri hep böyle yapıyorlarmış, kutsal suyu içmiyorlarmış da hiç mi buharlaşmıyor anlamıyorum.

.su döngüsü meselesi güzeldi, onu zar zor hatırladım ama göz yaşının heba edilmediği ortamda nasıl sevişiyorlar? bu kadar kuru ortamda da sevişilmez abi, izlerken bunu düşündüm.

.oğlanı içerine kabul etme çeşitli testler ve olaylardan sonra mümkün oluyor ama anne karakterine direkt zehri basıyorlar. bu zehirle göz mavi oluyor ve görüşü açılıyor. kadının karnındaki bebek olayını hiç hatırlamıyorum. oğlan da kadın da bebekle konuşuyor. bu bebeğin özelliği neydi bilemiyorum.

.rahiplik aktarımından sonra biz naptık diyerek ölüyor. kadın hamile diye söylüyor ama bebek özellikli mi olacak nedir yani? ayrıca oğlana da onun yaptığı gibi zehri içmesi gerektiğini ve gözünün açılması gerektiğini söylüyor. öncesinde erkekler içerse kafayı yiyor diyordu, bu nedir anlamadım. anne karakterini kaybettik mi ne oldu?

.zaten güneye genişleme meselesi var. anne bunu istiyor ve insanların oğlanı takip edeceğinden emin. oğlanın rüyaları geleceği görüyordu zaten kızı falan öyle bulmuştu, ona aşkı çok kabarık durumda ama güneye genişlediğinde yani anasını takip ettiğinde milyonların açıktan öldüğünü görüyor, o yüzden yavaş ilerliyor.

.tanıdık, aileden savaşçı abimizle bunun tartışmasın ıyapıyor. bu abimiz kendisini atom bombalarına götürüyor, bu her şeyi değiştirecek diyorlar. kız bundan pek memnun değil ama baharat olayları pek mühim malum.

.zaten kontorlü elinde tutmak için pek gaddar tip olaya dahil olmuştu, kendisi ordularla geldi hatta helikopter pilotunun boynunu bile kıtlattı ama karşısında mehdiyi görünce korktu. usullü bir mehdi kendisi.

.ismi zaten yayılıyor ama kraliyet meselelerini tam takip edemiyorum çünkü bu oğlanın yanında bir de kara güneşi olan ve ortamın beyaz göründüğü ziftli şişkoların olduğu başka gezegen var. orada yeğen karakteri (ki hep psikopat karakterlerde oynuyor) durduk yere adam kadın kesiyor, dövüşlere katılıyor. doğum gününde uyuşturulmamış bir tanesini delikanlı gibi öldürüyor ama kraliyetin rahibelerinden bir kadın rahibe analarının da yönlendirmesiyle oğlana varıyor. kontrol edilebilir diyor, raporu gerçekten onur kırıcı, zaten bu tiplerin insan kontrolü varmış, onu bilmiyordum.

.bir de cinsel yönden kontrol edilebilir falan diyor, karnını gösterip güvenceye alındı diyor. şakır şakır takılıyorlar yani.

.atom bombaları sadece blöf için kullanıldı. filmin savaş sahneleri ve akışı aslında o kadar tatmin edici değil ama esas oğlanın mehdilik ilan eden konuşması gayet güzeldi.

.güneye gelmek istemiyordu, olaylar çıkacak ve milyonlarca insan açlıktan ölecek diyordu ama alternatif gelecekler arasından işine yarayanı seçebildi. mehdilik de böyle bir şey. bunu yapabilmek için yaşam suyundan içti, bu su su da küçük solucandan damıttıkları bir şeymiş. o sahne baya komikti.

.önce psikopat eleman kuzeyde her yeri bombalayınca herkes güneye kaçmak zorunda kaldı, eleman da mecbur kalıp geçti ve suyu içti, uyanamazken kehanette olduğu gibi göz yaşı ile bir damla zehirden verdiklerinde uyandı, bu niye? onu da bilemiyoruz.

.zehri içtikten sonra kız kardeşini gördü, sonraki filme mi sakladılar bilemiyorum ya da öncesinde de bu kardeş muhabbeti vardı ama anasının karnında zaten zehirli doğacak, muhabbet ediyorlar ve bu aşamada soylarının keltoşlara dayandığını gördü. en iğrenç karakter bunun büyük babasıymış.

.neyse ki bu olayı fazla abartmadılar ama kuzenle dövüşme sahnesi de çok yetersiz geldi. bıçaklar şakır şakır çakıldı en son sokan kazandı ama öncesindeki figürler yeterli değildi zaten yeterince güçlü ya da karizmatik bir esas oğlan da değil maalesef.

.olayların gelişiminde anlamadığım bir nokta niye imparator tüm güçleri ile mekana indi, gövde gösterisi yapıyor falan desek stratejik olarak pek mantıklı değildi. bu kadar gücün var yörüngeden hallet işini, milyonlarca insan birbirine girdi ama başlangıçta keklik gibi avlandılar. savaş çok ama çok çabuk kaybedildi, bir bit yeniği olacak dedim ama imparatorun mekana şakkadanak girip büyük babasını dana boğazlar gibi boğazladı, öyle karizmatik oldu ama saçmaydı.

.tabii bunu şeye bağlayabiliriz, mehdi olası gelecekler içinde en garantisini seçip tüm planları harika yaptığı için böyle bir başarıya ulaştı diyebiliriz ama bilemedim yine de çok hızlı oldu.

.kızcağız meselesi de saçmaydı, kitapta farklıymış galiba, feminizm ve baskın kadın figürü diye harcamışlar. mevcut imparatorun kızıyla evlenip mevzu çözme yolunu bulmuş. ben ölen babası ve imparatorluk işlerinde kimin hangi seviyede olduğunu dahi bilmiyorum ama tüm olayları güçlü kadınlar arkada yönetiyor şeklinde sundular çünkü rahibe analar taraf yok falan dediler. ayrıca bir para muhabbeti de döndü, o fenaydı.

.sonuç olarak mevcut imparatorun savaşçısı yani kuzenini sönük bir şekilde öldürüp imparatora diz çöktürdü ama yavuklusu ortamı terk etti, öyle de bir güçlü karakter işte. diğer aileler de bunu kabul etmeyince savaş başlayacak o da sonraki filme herhalde. devamlı birbirilerini kesecekler yeni başladılar gibi oldu.

.o ara kız kardeşi doğar herhalde, özel güçlü falan olur hehalde. hepsi zehirden lıkır lıkır içti, hepsi geleceği görüyor, imparatorluk da alındı her şey tamam görünüyor. tek sorun tripli bir kızcağız gibi.

.güneyde milyon tane insanın çöllerin içinde örgütlenmesi mümkün değil. böyle bir imkansızlıkta mümkün değil ama bunu sorgulamıyoruz, bu arkadaşları organize edip en teknolojik imkanlara sahip gelişmiş uygarlığı yenebiliyorlar, buna da ikna oldum diyemem. bu bir anlamda arapların inançları ile batılıları yenmesi gibi. filmdeki arabik göndermeler bu anlamda ilginç, kendi içlerinde de inanmayan var ama direkt eleman vadettiği her şeyi yaptı şimdiden, sonraki savaşta neler olur bilinmez ama eğer kehanetler olmasa, inanç olmasa bu kadar insanı zaten bir araya getirmek de mümkün olmazdı, alternatif gelecekler içinde de çok azında başarılı olduklarından muhtemelen başarısız olurlardı.

.babasına da kalp adamı korkak olduğu için laf geldi, imparatorun kendisi akıl adamı desek bu durumda niye gezegene lap diye geldin arkadaş diye sormak lazım ama bilemiyorum olayları hızlandırdıklarından mı böyle? hiç fikrim yok.

--- spoiler ---