17 Aralık 2015

Roger Waters the Wall


izlerken pek bir sıkıldım yahu... pink floyd'un beyni imiş kendisi. ekşi sözlükte son peygamber falan diyeni görünce de güldüm. abimizin ego hakkaten tavan durumda, o çok belli oluyor. uzun kollu bir şeyler giyseymiş, çok daha iyi olurmuş dedim. konserin görüntüleri çok iyidi. sahne için çok uğraşmışlar ama işte şarkılar bir yerden sonra beni baydı. hele hele mesajları yeni aldığım düşünülürse aha dedim işte protest müzik yahu bu. evrensel iş yapıyor olabilir, müzikler fevkalade olabilir ama ne bileyim bana ters geldi. bu kadar siyasi duruş içinde maneviyat bulamadım diyelim. konser harici minicik bir hikayesi var ama yine de spoiler uyarısını bozmayayım.

--- spoiler ---

.sonunda babasının kabrinde ağlıyor! yahu dedim bu neyin belgeseli? neden devamlı askerler, şehitler, savaş falan deniyor? mesaj nereye? hadi mesaj buraya diyelim. aileni niye karıştıyorsun be roger emmi?

.babadan oğula toruna yayılması pek mühim diyor. mesajı sülalecek yayıyor önce, sonra dünyaya yayıyor ama işte logolarını uçaktan attığı şirketlerle hiç iş yapmıyor mu? buna inanalım mı bilemedim. evrensel mesaj vermek için evrensel boyutta iş yapmak gerekiyor, e bunun içinde bir yerden sonra eleştirdiğin adamlardan olmaz mısın?

.fazla protest kabına zarar yani ama işte savaş öncelikli olmak üzere, öğretmen, anne ve kız arkadaş şeklinde bir eleştiri çerçevesi belirleyebildim ben ha bir de hepsi duvarda! duvar alegorisinin boku çıkmış gibi geldi bana.

.ilkin oha güzel fikir diyor insan ama işte bunca yıl sonra tekrar tekrar aynı muhabbet döndürülüyor olmasına takılıyorum. tamam konserdir, tamam şovdur ama ötesi yok mu bunun? 

.ötesi belki örülen duvarın bir sinema perdesi olması falandı herhalde. onun üzerinden duvardaki deliyi falan gördük. arada döndü durdu...

.vajinadan anne yapma gibi acayip görüntüler vardı mesela. çiçekli, böcüklü, solucanlı, vedalı ama her biri blues kökenli gibiydi. ağır ritmliydi, mesajlar ağırdı belki ondan tane tane aktarmak istedi bilemiyorum.

.sonuçta başında başka bir hikaye olacak gibi yola çıkıldı. kendisi babasının kabrine gitti. yol çekimleri falan hoştu. arada saçma bir bar sahnesi vardı. bir de çocukluk arkadaşının torun hikayesi vardı. olimpus dağında ses ve görüntünün aynı anda geldiği yıldırımı torununu gördüğü anla özdeşleştirmiş abimiz. eh ne diyelim, analı babalı büyütsün allah...

.kendi ile düet yapan ama çok yaşlanmış bir abimiz olarak gördüm. hala yeni üretilen ne var diye merak ettim. pink floyd'dan sonra pek dişe dokunur bir şey olmamış. zaten bu konser de the wall albümü idi. wall aşağı, wall yukarı... 

--- spoiler ---