--- spoiler ---
.komikli gidiyor, dramlı gidiyor ama genel konu da gitsin yahu. bölüm konusu yine şaşırtmacalı bir polisiye, yine güzel işler ama polisiyeden bıktık. henry her bölümde ölse bile daha tatlı olacak yeminle.
.adli tıpçı abilerin sahada bu kadar çok olması, henry'e de ait bir özellik sayılmazmış. yardımcıyı da sahalarda görür olduk. kötü bir şey değil aslında da normalle alakası yoktur herhalde.
.vakti zamanında tutsak kaldığı zaman mapusane arkadaşı peder ile meseleyi konuşmuş. kendi kendine intihar edememiş olmalı ki güzel bir yardımla henry'i öldürdü ve hapishaneden kurtardı. ha geçmiş görüntüsü olarak da olsa bir kere öldü ama çok kere ölsün, nasıl olsa ölümsüz işte.
.bölüm daha çok jo'nun eski kocası, eski aşkı ve hüzünleri ile ilgiliydi aslında. eski davalarından bir adam kapısına kadar geliyor ve olaylar başlıyor. polisin teki sigortayı dolandırmak için kuyumcunun teki ile anlaşma yapıyor. olan da basit hırsızlara oluyor. ikisini de öldürüyor. değersiz elmasla kandırıyor, adam bir de yutmuş falan ya neyse işte.
.sonuç olarak kirli polisimiz pek bir kirliymiş. jo ile olay yerine intikal ederken jo çakıyor durumu. kulaklığını takıyor ve henry hattın diğer ucunda... bu sahneler güzeldi. bana güven diyerekten kaza yaptırıyor ve kirli polisi yakalıyorlar. tabi şimdi hızlanırken emniyet kemerini insan tutmaz mı? ani gelişiyor olaylar ama neyse işte tam ortadan çarpıyor ve jo'ya bir şey olmuyor. eleman yamuluyor ve ölüm bitiyor.
.tabi jo'nun görüntüleri izleyerek hüzünlere gark olması ile biterken henry çıkageliyor. bunlar arasında bir şey olmazsa garip kaçacak artık. el tutuşlara zoomlar, devamlı muhabbet etmeler falan filan derken bir romantizmde şart hani. olmasa da olur ama yapıyorlar işte, iki tip de hoş insan olunca biz seyirciler de mürüvvetlerini görmek istiyor tabi hehe.
--- spoiler ---