31 Mayıs 2017

american gods s01e01:

The Bone Orchard

değişik bir şeyler yapmaya çalışmışlar, ilk bölümün bir kısmı pek olmamış lan diyor insan, sonra yavaş yavaş açılıyorlar. bir kaç bölümde açılmak yerine ilk bölümde bunu becermiş olmaları iyi aslında. acayip sahneler var, özenle katmışlar herhalde ama esas sıkıntı bunca imgeyi, simgeyi, anlatımı nasıl toparlayacaklar? bir sürü kafadan sakat karakter, özel güçleri var gibi, bunlar bir hikaye çerçevesinde nasıl bir araya gelecek? orasını yapamazlarsa boş iş olacak. tamam güzel çekmişler, güzel de müziklerini basmışlar ama hikaye şart diyoruz her zamanki gibi. giriş müziği kötü bu arada, şekillerle pek uğraşmışlar ama müzik olmamış.

--- spoiler ---

.vikinglerle başladılar, misal bunu neye bağlacaklar? sadece geçmiş tanrıları olarak kalacak mı? vikinglerin teki macera arayışında ıssız adaya düşüyor. sahilden ileri adım atamıyorlar. çılgın okçular var, derken rüzgar için çeşitli ayinler düzenliyorlar. tek gözlerini kör ediyorlar, sonra içlerinden birini kurban ediyorlar sonra bodozlama birbirlerini kesiyorlar ve rüzgar çıkıyor. yaptıkları put da geride kalıyor.

.sonra hapishanedeki the 100'ün lincoln'ünü görüyoruz. hafif yaşlanmış, beş gün sonra hapisten çıkacak. hapishane arkadaşının konuşması falan iyi, tip olarak iyi, söylem olarak iyi.

.sonra içim sıkılıyor bir şeyler olacak diyor. rüyasınd ağaç dalları, idam ipi, çeşitli cümbüşler, karısı tavandan görünüyor mörünüyor derken şak sabahına ölmüş. erken salıyorlar bunu. meğer kadın en iyi arkadaşına oral seks yaparken araba kazası geçirmiş ölmüş. adamın aletini koparmış, nereye dikelim demişler.

.tabii kadının cenazesine gidene kadar aldattığını öğrenemiyoruz. en iyi arkadaşının karısı buna dert yanıyor. kafayı çekmiş mezarlıkta son konuşmayı yapmış, mezarına işemiş ama yetmemiş, sana bir muamale çekeyim, onlara nisbet yapalım falan diyor ama adam kabul etmiyor.

.esas olay bay çarşamba abimiz ile ilgili olacak. yolda karşılaşıyorlar. birinci sınıfa binmek için güzel yalanlar söylüyor, derken bizim gölge ay'ı (isme gel) da yer karışıklığı nedeniyle birinci sınıfa alıyorlar ve muhabbet başlıyor. çarşambanın muhabbeti gayet iyi. sırf o adam için bile izlenir gibi.

.kendisinin ne olduğunu anlayamıyoruz ama bir tanrısallık olmalı, bir kere hileli parada tura getirtebiliyor. gereksiz bir bar kavgası var ama o da para hilesi yapabilen başka bir adam ve altınlı...

.derken önce dövüş, sonra adamın tura getirdiği para sonrası iş anlaşması ve araba ile defin işlemlerine gidiş. böyle böyle işler bitiyor. abimiz pek net konuşuyor. aynı zamanda din iman ve dua hakkında güzel laflar ediliyor.

.tam her şey bitti denirken, gölge ay'cığımız dönüşte yolun kenarında bir alet görüyor. uzaylı mekanizması gibi, belki yeni model tanrılardan artık bilemiyoruz. kendisi bilişim dünyasını temsil ediyor gibi, laflar buna göndermeli, seni geri dönüşümsüz olarak silerim lan diyor mesela. bundan çarşamba hakkında bilgi almak istiyorlar. adam bilsem bile söylemezdim derken öldürmeye meylediyorlar. ağaçta tekrar boynuna ilmek, tam ölecek derken bir haller oluyor. buna saldıran adamlar patlıyor, ipi kopuyor ve kurtuluyor. kimin yaptığını göremiyoruz. sonraki bölüme nasipse.

.ha en değişik sahnesini unutmuşum. arada bir internetten buluşma sahnesi koyalım demişler. shameless babası utangaç şişko abimiz, bir tane zenci kadın ile buluşuyor. sen bedavaya dokunabildiğim en seksi bedensin diyor. kadın sevişirken bana tap map derken büyümeye başlıyor. büyümek derken kelimenin tam anlamıyla. adam da ufalıyor. ufalsın da cebime girsin misali, adamla sevişirken komple içine alıyor ve kadın gençleşiyor. bize ne anlatmak istemişler acaba hehe.

--- spoiler ---