25 Mayıs 2013

A Traveller's Guide To The Planets s01e04:

mars

ortalama bir uzay belgeseli gibi geldi, denk geldikçe izleyip yazarım artık. yine karışık bir sıralama olacak haliyle. anlatımları gezi rehberi tarzında yapmaya çalışmışlar sanki, hiç gerek yokmuş. biraz da eski tarihli olması kötü ama yapacak bir şey yok. buldun mu izleyeceksin. known universe belgeseli ile kardeşler gibi biraz, hafiften daha iyice belki bilemedim.

--- spoiler ---

.mars'a gidersek bir gün 6 ay sürecek imiş yolculuk mesela. şimdiden böyle diyoruz iyi güzel de yarın daha hızlı bir vasıtamız olmayacak mı? hep böyle mi sürecek? bir sürü şey. kıyafetlerdir ottur boktur elbette ilerlemesi lazım böyle kalacaksa zaten gitmeyelim daha iyi, bok mu var?

.canlılık meselesinde üstün körü bilgiler vardı. genelde terkrar niteliğinde eskiden marsın suyu varmış, canlılığı varmış, dünyaya oradan gelmişmiş gibi gibi bilgiler. şimdi pek bir şeyi kalmamış ama diplerinde su ve canlılık yine olabilir imiş. tabi dünyanın en kuru çölünde bile canlılık var ise insan yine durup düşünüyor.

.marsta her şey niye daha büyük olayını yerçekimine bağlamaları biraz garip oldu çünkü yerçekimi dünyanın üçte biri imiş. olimpus dağı da üç kat büyük. daha önceden marsın mantosu dönmediği için hep aynı yerden lav fışkırmış ve uzun vaadede güneş sisteminin en büyük dağı olmuş diyorlar idi, kendileri ile çeliştiler belki. belki daha eski bir belgeseldir bilemedim.

.bundan başka akılda kalan bir bilgisi yok, pek verimsiz bir belgesel imiş. genelde dediğim gibi zaten tekrar niteliğinde, gezegenler ile ilgili çok belgesel var. birbirinin benzeri şeyler tekrarlanıp duruyor.

--- spoiler ---